DURU GÖRÜ TEKNİKLERİ
DURU GÖRÜ
TEKNİKLERİ
Gözönünde CanlandırmaAşağıdaki egzersiz, gözönünde canlandırma becerinizi geliştirmede
size yardımcı olacaktır.3 adet siyah fon kağıdı alın. Beyaz bir kağıdın üzerine
daire ve ortasına bir nokta, artı ve tepesi yukarıya gelecek tarzda bir üçgen
çizin ve bunları keserek her birini ayrı ayrı siyah fon kağıtlarınızın tam
ortalarına yapıştırın. Şekillerinizin eni ve boyu 10 cm
olmalıdır.Hazırladığınız fon kağıtlarınızdan birini alın ve karşısına geçip
oturun. 2 dakika süre ile gözlerinizi siyah fon üzerindeki beyaz şeklinize
odaklayın… Sonra gözlerinizi kapatın… Neler olduğunu hissedin. Gözlerinizi ilk
kapattığınız an şeklin hala gözünüzün önünde bulunduğunu fakat belli bir süre
sonra yavaş yavaş kaybolmaya başladığını farkedeceksiniz. Yapacağınız
egzersizlerle bunun süresini uzatmaya çalışın. Kendinizi kasmadan tam tersine
serbest ve rahat bırakarak bu çalışmaları her gün sürdürün… Böylece her geçen
gün gözde canlandırma yeteneğinizin hızla gelişmeye başladığına şahit olacaksınız…
İmajinasyon
ve Durugörü
Durugörü
yeteneğinin temeli imajinasyona dayanır.
Peki o
halde imajinasyon nedir?
Ancak
durugörü yeteneğine sahip kişiler tarafından görülebilen bu görüntülere imaj,
bu görüntünün ortaya çıkmasına sebebiyet veren mekanizmaya da imajinasyon
denmektedir. İşte bu, imaj ve imajinasyonla ilgili yapılabilecek en basit
tanımdır.Tüm yaşantımız boyunca çok çeşitli imajlar yayınlar ve dışarıdan da
çok çeşitli imajlar alırız. Örneğin karşınızdaki bir kişi elmayı düşünürken,
aslında onu imajine etmektedir. Yani onun şeklini zihninde canlandırmaktadır.
Siz bunu
iki farklı şekilde algılayabilirsiniz. Ya sezgisel olarak elma kelimesi
zihninizde belirir, ya da elma kelimesi değil, elmanın görüntüsü zihninizde
canlanır.Birincisine telepati, ikincisine ise durugörü adı verilir. Görüldüğü
gibi telepati ile durugörü arasında hem büyük bir paralellik, hem de büyük bir
fark bulunmaktadır. Bu tanımdan ortaya çıkan önemli bir sonuç vardır. O da
aslında tüm Duyular Dışı Algılamalarımızın temelinde imajinasyon gerçeğinin
bulunmasıdır.İmajinasyonla ilgili buraya kadar yapmaya çalıştığımız tanımlardan
da anlaşılacağı gibi, yaşamımızın her anı imajinatif faaliyet içinde geçer.
Uyurken bile rüyalarımızla yine imajinatif faaliyetimiz devam eder.
Tüm
varoluşumuz süresince çeşitli imajlar yayınlar ve çeşitli imajları alırız.
Yayınlanan
İmajlar: Kendi şuurumuz ya da şuuraltımızdan yayınlanan imajlardır.Alınan
İmajlar: Dışarıdan bize gelen imajlardır. Bunların ancak çok küçük bir kısmının
farkında olabilmekteyiz. Ancak büyük bir çoğunu hiç farketmeyiz bile…
Fark
edebildiklerimiz çoğunlukla beş duyumuza çarpanlardan ibarettir. Farkında
olamadıklarımızın çoğu şuuraltımız tarafından algılanmaktadır. Ve yine bunların
büyük bir bölümü şuuraltımıza büyük etkilerde bulunurlar. Hatta kendimizin
zannettiği birçok düşüncelerimizin oluşmasında bile büyük bir etkide
bulunurlar.
Görünmeyen
Gözlerinizi Açın…Durugörü çalışmalarında fiziki gözlerin hiç bir etkisi yoktur.
Görülen tüm imajlar duyular dışı bir algılama ile farkedilmektedir. Bu
nedenledurugörü yeteneğiniz çalışmaya başladıktan sonra gözlerinizin açık ya da
kapalı olmasının hiç bir önemi yoktur.Gözlerinizin açık ya da kapalı olması
sadece uyguladığınız teknikle ilgili bir ayrıntıdır.
Şimdi,
Durugörü çalışmalarınızı başlayabilirsiniz; bu çalışmaları evinizde kendi
başınıza uygulayabilirsiniz…
1.Durugörü
Çalışması
Bu metotda
fiziki gözlerinizi kapatıp, görünmeyen gözlerinizi açacaksınız… Şimdi bu metodu
görelim… Siz kendinize bu metotlardan hangisi uygun görüyorsanız onu
seçebilirsiniz…
Aşağıdaki
teknik tamamen kendi kendinize yapacağınız telkinlere dayanır.Gözlerinizin
kapalı olduğu bu tekniği uygulayabilmek için yatağınıza uzanın ve nefes alma
tekniklerini de kullanarak derin bir şekilde gevşeyin. “Zihninizi tamamen boşaltın…
Zihninizi biraz sonra çıkacak görüntülere kaydırın… Zihninizin
derinliklerinden, karanlıklar içinden çıkacak olan ışığı düşünün… Sadece ışığa
konsantre olun… Kendinizi asla zorlamayın… İlk denemelerde göremeseniz bile
zaman içinde kendi kendinize telkin ettiğiniz tüm imajları rahatlıkla
görebileceksiniz… Acele etmeyin… Kendinizi serbest bırakın… Birazdan karşınızda
ışığı göreceksiniz… Önce hafif bir dumana bakıyormuş gibi bir his
duyacaksınız…Yoğun ve kuvvetle aydınlatılmış bu dumana bakın… Dumanı izlerken
gittikçe zayıfladığını hissedeceksiniz… Yavaş yavaş kaybolacak… Kaybolurken siz
o dumanın içinden çok sevdiğiniz bir yeri göreceksiniz… Belki de evinizin çok
sevdiğiniz ya da kendinizi rahat hissettiğiniz bir bölümü… Dumanın içine bakın…
Birazdan dağılıp gidecek ve sizin sevdiğiniz yer ortaya çıkacak… Onu gittikçe
daha net olarak göreceksiniz… Duman kalkıyor… Ve siz birazdan orayı açık olarak
göreceksiniz… Oraya bakın… Bakın oraya… Bütün dikkatiniz o hayale yönelmiş
olsun… Bütün dikkatiniz o hayale yöneldi…Görüntünün kesinleşmesini ve
berraklaşmasını bekleyiniz… Kendinizi serbest bırakın… Gevşeyin… Daha çok
gevşeyin…Görüntü gittikçe daha berraklaşıyor… Görüntüyü izliyorsunuz… Görüntü
kaybolabilir… Telaşlanmayın… Yeniden ortaya çıkacaktır. Dikkatinizi o görüntüye
yönlendirin… Onu tekrar görüyorsunuz… Onu izleyin… Şimdi de görüntünün içinden
bir çiçek çıkmasını isteyin… Bunu düşünün… Çiçek karşınızda beliriyor… Bütün
dikkatinizi bu görüntüye yönlendirin… Bütün dikkatiniz bu çiçek üzerinde…
Dikkatinizi her ayrıntısı üzerinde tutunuz… Rengine dikkatle bakın… Şimdi başka
bir renk seçin…Çiçek sizin seçtiğiniz bu renge bürünecek… Renk değişimi düzenli
olacak… Çok yavaş bir şekilde gelişecek… Aradaki bütün renklerden geçip sizin
tercih ettiğinize yaklaşacak… Sonunda çiçeği sizin tercih ettiğiniz renkte
görene kadar dikkatle çiçeğe bakın… Zihniniz bomboş… Siz bütün dikkatinizi
incelemekte olduğunuz görüntüye yönlendiriyorsunuz… Görüntü iyice netleşti…
Çiçeğin kokusunu bile hissedebiliyorsunuz… Koklayın… Bu koku sizi daha da
gevşetiyor… Zihniniz bomboş… Çiçeği son bir kez koklayın ve bırakın gitsin…
Zihniniz bomboş… Görüntü kayboldu… Zihninizi yeni bir görüntüye hazırlayın…”
2.Durugörü
Çalışması
“… Şimdi de
kendinizi televizyonunuzun karşısında düşünün… Daha önce seyrettiğiniz bir
programı orada yeniden izleyebilirsiniz… Ekran tam karşınızda duruyor…
Kendinizi onu seyrederken düşünün… Programın bir parçası az sonra ekranda
belirmeye başlayacak… Tüm dikkatinizi ekrana yönlendirdiniz… Onu
seyrediyorsunuz… Sanki gerçekten ona bakıyormuşsunuz gibi son derece net
görüntüler gelmeye başladı… Programı seyredin… Bekleyin… Program gittikçe
netleşiyor… Bomboş bir zihinle görüntülere bakın… Aynı zamanda sesini de
duyuyorsunuz… Hepsi çok canlı ve gerçek bir izlenim veriyor…Az sonra
gözlerinizi açacaksınız… Şimdilik bu sakin ve hoş durumda kalın… Kaslarınızın
gevşek durumunu koruyun… Hafızanızın boşluğunu koruyun… Biraz sonra gevşeme
halinden çıkmadan gözlerinizi açacaksınız… Sakin ve rahat durumunuzu koruyun…
Evet… Şimdi yavaşça gözlerinizi açın… Ve ilgisiz bir seyirci gibi çevrenize
bakın… İlgisizce bakın… Çevrenizdeki cisimlere bakın… Hepsinin çevresine bakın…
Cisimlerin çevresinde renkli haleler göreceksiniz… Şayet renklen açık olarak
görüyorsanız bir sonraki cisme geçin… Bu deneyden çok memnunsunuz… Özellikle
bazı cisimler çok renkli haleler çıkartıyor…Bu cisimlere geçin… Tekrar
gözlerinizi kapatın… Zihniniz bomboş… Vücudunuz gevşek… Bu harikulade bir
gevşeme durumu… Uyanınca kendinizi tamamen yenilenmiş hissedeceksiniz… Biliyorsunuz
ki alıştırmanın her tekrarı gevşemenize ve kolaylıkla düşüncelerinizi
sakinleştirmenize yardım edecek… Bu alıştırmanın her tekrarı gittikçe daha
kolay bir şekilde istenilen şuur durumuna girmenize yardım edecek… Ve duyu dışı
algılamalarınız kolaylıkla gelişecektir… Her zaman düşüncelerinizi kontrol
edebileceksiniz… Görüntülere hakim olacak ve durugörü algılamanızı
geliştireceksiniz… Görüntüler denetiminiz altında olacak…Sadece görmek
istediğiniz görüntüler belirecek… Düşünceleriniz yapıcı yararlı ve pozitif
olacak… Yaşamınız mutlu verimli ve başarılı olacak… Az sonra yavaş yavaş bu
gevşemiş şuur durumunu terketmeye başlayacak ve normal şuurunuza geri
döneceksiniz… Bunun için kendinizi hazırlayın… Gittikçe gevşeme şuurundandan
çıkıyorsunuz… Normal uyanık halinize dönünce yenilenmiş olduğunuz, iyimser
olduğunuzu ve yeni bir enerjiyle dolu olduğunuzu hissedeceksiniz… Normal
şuurunuza geri dönüyorsunuz… Ellerinizi, ayaklarınızı ve başınızı oynatın ve
kendinizi gerin… Tamamen uyandınız… Son bir kez gerinerek gözlerinizi açın…”
Yukarıda
aktarılan metotlarla yapacağınız pratik uygulamalar sizde belli bir süre sonra
basit durugörü yeteneğinizin işlemeye başlamasına imkan sağlayacaktır. Şu ana
kadar görmüş olduğunuz imajların büyük bir bölümü sizin şuuraltınızdan
kaynaklanan ya da sizin iradeniz sonucu sizin düşüncelerinizin sonucu ortaya
çıkan görüntülerdi… Ancak psişik vizyonunuzu mükemmelleştirmek için hiç bir
zaman çaba göstermekten vazgeçmemek gerektiğini unutmayınız. Henüz keşfedilmeyi
bekleyen sınırsız derinlikler ve imkanlar sizi beklemektedir. Bu araştırma
alanında son yoktur…Çalışmalarınız ilerledikçe mekan içinde durugörü ve hatta
zaman içinde durugörü yetenekleriniz de gelişmeye başlayacaktır. Eğer böyle bir
ideale ulaşmayı hedeflediyseniz, yapacağınız tek şey muntazam ve düzenli olarak
çalışmalara devam etmektir. Bu aşamalara gelebilmek ve bu aşamaları kalıcı
halde tutabilmek için mutlak surette egonuza hakim olmanız şarttır. Eğer bunu
başaramazsanız mekan içinde durugörü ya da zaman içinde durugörü yeteneğine
ulaşsanız bile bu yeteneğinizi uzun bir süre elinizde tutamazsınız.Kehanet
yeteneğine sahip olmak demek aslında zaman içinde durugörü yeteneğine sahip
olmak demektir. Bu açıklamadan hareket ederek, dünya üzerinde ortaya çıkan
bilinen ya da bilinmeyen tüm kahinler bu yeteneğe sahip kişilerdi diyebiliriz.
Bunların içinden en tanınmışı şüphesiz ki Nostradamus’dur. Eğer onun hayatını
konu alan filmi izlediyseniz, kendisinin durugörü yeteneğinin nasıl çalıştığım
ve gelecekte ortaya çıkacak bazı olayları sanki televizyon ekranından
seyredermişçesine nasıl izlediğini görmüşsünüzdür.Ancak hemen ifade etmeliyiz
ki, bu derecede ileri seviyeli bir durugörüye sahip olmak hiç de kolay
değildir. Belli bir ruhsal olgunluk ve büyük bir sorumluluk ister… Nostradamus
kendisine düşen bu sorumluluğu son derece büyük bir alçak gönüllülükle yerine
getirmiş ve gelecekle ilgili almış olduğu tüm bilgilerini açık bir şekilde
değil şifrelendirerek geleceğe emanet etmiştir. Bir başkası olsa böbürlene
böbürlene bunları aktarmaya kalkabilirdi.Yine konu açıldığı için hatırlatmadan
geçmek istemiyorum, eski Sufi Geleneği’nde de bu prensip aynen uygulanırdı.
Durugörüsü gelişen hiç bir Sufi gelecekle ilgili aldığı bir bilgiyi açık bir
şekilde değil, üstü örtülü bir şekilde vermeye aşırı bir özen gösterirdi. Bu
yolun edebi budur… Bu edebe uyamayacak olanlara bu yolun kapısı uzun süre
açılmaz…
İşte bu
nedenle yaptığınız çalışmalardan ve elde ettiğiniz gelişmelerden kimseye söz
etmeyin…
Yorumlar
Yorum Gönder